Kaldırım mühendisi verebileceğim en kısa tanımıyla benim ustamın diğer ünvanıdır. Boş gezen yani.
Eğitimli işsiz güçsüz insanların dolaştığı yer olması sebebiyle herhalde, böyle bir ünvan var halk arasında. Bir taraftan eğitim gördüğü üniversitenin beğenilmediği de ima ediliyor tabii.
Pekiyi kaldırımları kim yapıyor? Kim projelendiriyor, kim dizayn ediyor, nasıl bir kaldırım olacağına, hangi malzeme kullanılacağına, yüksekliğine, enine boyuna kim karar veriyor? Tabii ki inşaat mühendisleri.
Yukarıda cevabı verdik ama bu cevap göründüğü kadarıyla sadece kağıt üzerinde. Oturduğunuz evin projesinde de bir mimarın, bir inşaat mühendisinin ve bir sürü insanın imzası vardır ama hepimiz biliyoruz ki ev yapılırken verilmesi gereken kararların bir kısmını yaptıran, çoğunu da müteahhit veriyor. Onun için de acayip yapılarda yaşıyoruz. Aynı şekilde de acayip kaldırımlarda yürüyüp duruyoruz. Çünkü kaldırımların yapımı belediyenin iyi niyetli fakat mühendisliği olmayan usta personelinin eline terk edilmiş. Mühendislik yok, kontrol yok. Mühendis var, kontrol imzaları var, ama belli ki sadece imzalar var.
Belki de en çok yenilenen yapılar olan kaldırımlar, en yeni hallerinde bile düzgün olmuyor. Taşlar yerinden oynuyor, en hafif yağmurda bile göletler oluşturacak çukurlar oluyor. Organik inşa tekniği kullanıldığından yapılırken kullanıma açılıyor ki vatandaş yürürken taşlar yerlerine otursun.
Böyle oluyor da ne oluyor derseniz; en görünür özelliği su biriken yerlerden ve oynayan taşların arasından fışkırıveren su ve çamur üstünüzü berbat ediveriyor. Özellikle bahar ve kış aylarında kaldırımlarda hoplaya zıplaya ilerlemek zorunda kalıyorsunuz.
Daha da kötüsü, arabanız kadar değer vermediğiniz vücudunuzu bozuk kaldırımlar her gün hırpalıyor. İnsan vücudu kemik ve kaslarla desteklenen gayet hassas bir denge sistemine sahip. Sert ve bozuk zeminlerde yürümek geri dönülmez hasarlara sebep oluyor. Bel fıtığı ve eklem bozuklukları bunlardan başlıcaları. Çukura veya yamuk zemine bastığınız zaman bilek burkulması, hatta kırılmalar her an olası. Bu kadar çok kaldırım inşaatının olduğu bir ülkede kaldırım üzerine yüksek lisans ve doktora yapmış inşaat mühendislerine ihtiyaç duyulmalı. Bu mühendisler insan ve halk sağlığı konusunda özellikle eğitim görmeli.
Bazen kötü bir his gelir içinize ama sebebini bilemezsiniz. Bu kadar huzursuzluğun ve kavganın olmasının sebeplerinden biri dengesini bulamadan kaldırımlarda yürümek zorunda kalan milyonlar olabilir mi? Düzgün kaldırımlarda insanlar ileriye doğru bakarlar yürürken. Bizde ise herkes önüne bakmak zorunda bir yere takılıp düşmemek için. Huzurlu huzurlu yürüyüp kafayı toplamak varken sinirleri bozuluyor üstüne.
Her gün saatlerimizi geçirdiğimiz kaldırımlar konusuna çok daha fazla önem verilmeli. Kaldırım deyip geçmemeli.

Değerlendirin